30 Ağustos 2009 Pazar

Düşünceli Davulcu

Bizim davulcunun ismi Davulcu Sabri mi acaba diye içimden geçiremeden edemedim. Ramazan girdiğinden beri sahura kadar oturup kendi çapımda vakit geçiriyorum. Uykum gelmiyor mu tabii ki de geliyor ama eskiden yani bayağı eskiden biz daha yeni yetme iken ramazan yine böyle yaz ve ilkbahar aylarındaydı. Kızlarla balkonda oturup çekirdek çitletip çaylar, kahveler içerdik. Bazende evin önündeki kaldırımda oturur sohbet eder davulcu geçene kadar beklerdik. Davulcu her akşam aynı saatte geçer biz davulcuyu görmeden, davulcu bizi görmeden rahat edemezdik.:))) Şimdi de bekliyorum bizim mahallenin davulcusunu. Oruç tutmanın, iftar davetlerinin yanısıra ramazanla özdeşleşmiş bir durumu var davul olayının. Yalnız eskiden her gece geçen davulcular şimdi bir gece geçiyor bir gece geçmiyor. Bu gece de gelmedi. Uyanmaya mı erindi yoksa uyandırmaya mı kıyamadı ? Bu karikatürü görünce de haha dedim bizim davulcu acaba bu Sabri olmasın:))))

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Browni

Bu tarifi çok oldu sevgili Eda' nın blogunda görmüştüm ve hemen denemiştim. Gerçekten çok lezzetli bir browni denemenizi tavsiye ederim.

Malzemeler :


1 su bardağından 2 parmak eksik sıvı yağ ( 100 gr.)

1 çimdik tuz

1.5 paket kabartma tozu

3 yumurta

1 paket vanilya

2 su bardağı un ( yaklaşık 250 gr.)

10- 12 çorba kaşığı toz şeker ( yaklaşık 300gr)

1 bardak sıcak su ( yaklaşık 200 gr.)

4 çorba kaşığı kakao


Hazırlanışı

Önce kakao ile suyu eritiyoruz ve ılıtıyoruz.

Yumurta ve şekeri çırptıktan sonra kakaonun 3/4 lük kısmını ilave ediyoruz ve çırpmaya devam ediyoruz.. Kalan kakaoyu sıvıyağa ilave ediyoruz..

Kuru malzemeleri eliyor ve 3 seferde sıvı karışma döküp, deviri düşürüp öyle çırpıyoruz..

Yağ ve kakao karışımını da ilave ediyoruz. Karıştırdıktan sonra istediğimiz herhangi yağlanmış bir kalıba döküp 180 derece de pişiriyoruz.Afiyet olsun.

18 Ağustos 2009 Salı

Seninle Olmanın En Güzel Yanı

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..
Ama sen hiç benimle olmadın ki... YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...

Can YÜCEL

10 Ağustos 2009 Pazartesi

yaaaaaa aaaa yine yaptı yapacağını Nasrettin Hoca kılıklı kocam benim:))))))


Televizyon seyrediyoruz, Ferhat Göçer ve Emel Sayın Bodrum'da süpperrr bir gece yaşattılar oradakilere ve biz tv karşısındakilere. Ne varsa eskilerde var diyorum başka bir şey demiyorum. Neyse ben geleyim bize. Programı seyrederken öyle canım kaldı ki atmosfere '' Özgüüürrrr ben Bodrum'a gitmek istiyoruummm'' dedim. '' Sen in aşağıya ben ışık tutarım buradan'' demez mi ! Yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...................................................

3 Ağustos 2009 Pazartesi

2009 Tatilim Samsun Bafra


Geldim gelmesine de bir türlü vakit bulamadım yazı yazmaya.Çektiğim resimleri derleyip tatilimi anlatmaya.Aslında gelmeyecektim de biraz daha keyfini çıkarıcaktım deniz, güneş, kum üçlüsünün birleştiği muhteşem doğasıyla Samsun'un. Ama oğlumun sınav sonuçlarının belli olması ve tercihlerin yapılma tarihleri bu döneme denk geldiği için gelmek zorunda kaldım . Geldiğimden bu yana da o işlerle meşgulüm tabiii bu aralıkta 1 ay boş kalmış evin temizlik durumları da ve bu işler içerisinde pc ye arada bir yanaşıp ayrılmak durumu sözkonusu oldu. Şöööyle çevrelice bi yazı yazmak için ancak kendimi hazır hissedebildim. Bikere önce oğlumdan başlamak istiyorum. Bizim düşündüğümüz puanın altında bir puan aldı 430 hadi buna da şükür hiç olmazsa İstanbul' da biryere yerleşebilir.Tercihlerimizi yaptık tabiiki istediğimiz okulun puanı düşermi düşmez mi düşücek diyenler falan derken o ara tercih uzmanı olup çıkıyorsun zaten. Ben her zaman olduğu gibi şapkayı önüme koydum ve en mantıklısı nedir bu çocuk o okulun puanını tutturamadıysa düşse düşse şu kadar düşer yine giremez o zaman zorlamaya gerek yok 430 la alan bütün anadolu liseleri aynı seviyededir. Öyleyse durum nedir en yakın bu puanı alan hangi okul var ikametgahımıza o okul en başa yazılır.Çünkü 2. ve 3. yerleştirmelerle alıcak olan okullar da uzak kalıyor bizim semte ne gerek var 3 aşağı beş yukarı tuttu diye çocuğu 4 yıl boyunca sabah akşam yollarda sürüklemeye hele de İstanbul trafiğinde serviste olsa zor olucak bu dönem. Eve gelip dinlenmeye ve ders çalışmaya da vakti olsun . Neyse biz ilk tercihimizden 68. sırada Semiha Şakir Anadolu Lisesine kaydımızı yaptık. Öğretmenleri de içimi rahatlattı en yakın okul en iyi okuldur diyorlar. İş okulda değil çocukta diyorlar.İnşallah oğluşum için hayırlı olur. Birdeeeee ben artık aöf öğrencisi değilim mezunum. Evet uzun bir öğrencilik döneminden sonra kalan tek dersimi de verdim ve diplomayı alıcam kısmetse bugün yarın:)))) hehe mutlu oldum bak şimdi yazınca buraya.Gelişmeler bundan ibaret. Şimdi tatil ve ne yedik nerelere gittik neler gördük bakalım.


Bafra Pidesi
Fırından çıkan pidelere sıcak sıcak taze tereyağı sürülüp servis yapılır.Çıtır çıtır yenilir.Pidenin içi hamur ve dışı yumuşaksa o pide bizden değildir:)))



Biz okullar kapndığı günün ertesi çıktık Samsun yoluna.Gittiğimiz gün dinlendikten sonra ki ben tıka basa tok olduğum halde eşimin sürüklemesiyle Bafra'daki Turan Usta'nın yerine pide yemeye gittik. Aman aman girer girmez bir güzel kokuyor ki tokta olsa insan yemeden duramaz yani. Biraz oturduktan sonra ben aldım foto makinemi ve başladım pide yapım aşamalarını çekmeye tabii ki Turan Usta'dan da izin aldım. Şimdiye kadar nasıl olmuş ta pideyle ilgili bir yazı yada resim eklememişim hayret. Ama bu en güzeli oldu bence adım adım resimledim. Ûstamızla sohbet edip muhteşem lezzetteki pidelerimizi yedikten sonra ayrıldık mekandan. Bafra' ya yolu düşüp te pide yemeden dönmeyin derim. Özellikle her adımda pide salonu vardır ama Turan Usta'dan yemenizi tavsiye ederim. Samsun 'a gittik bir aralar. Rus pazarı deriz biz oraya da bu gitmemde değişikliğe uğramış rus pazarı eski dağınık halini toparlayıp toplu bir çarşı havasına sokmuşlar ama daha çok rus pazarı değil sanki türk pazarı olmuş. Ruslardan çok türkler var. İstediğiniz şekilde alışveriş yapabilme yeme, içme mekanları incik, boncuk ,çanta, kıyafet, ayakkabı ne ararsan var.

Pazarın kurulduğu yerde Bandırma gemisinin maketi ve Atatürk'ün Samsun'a çıkışını konu alan Asker maketleri yapmışlar çok güzeldi. Çarşı boyunca o dönemdeki önem arzeden savaşa desteği çok olmuş asker ve halktan kişilerin cam içerisinde kimi asker kıyafetli kimi o döneme ait sivil kıyafetleriyle maketleri yapılmış nereden geldikleri neler yaptıkları hakkında bilgi verilmiş.Gittiğimiz gün çok yağmur vardı fazla gezemedik ama gidecekler için uğramalarını tavsiye ederim. Bunun dışında ev oturmalarımız, kısa gezmelerimiz , gençlik caddesinde ballıbaba dondurması yemeye gitmelerimiz ( ballıbaba dondurması da çok güzeldir Bafra'mızın onu yiyen biz dondurma yemiyormuşuz diyeceğini düşünüyorum) daha neler neler. Güzel bir tatil geçirdim. Temiz hava, organik yiyecekler, haaa bu arada kocaman olmuş ama hala tadı gelmemiş karpuzlar bekliyordu tarlalarda bu aralar toplamaya başlarlar sanırım. Bal gibi olur şimdi onlar yemeye doyulmaz. Neyse artık seneye kaldı. İşte böylee daha çok anlatılacak şeyler var da çok uzadı.Resimleri de ekleyip pc den ayrılma zamanıdır şimdi.byyyyy