1 Mayıs 2008 Perşembe
GÜNAYDIN! MERHABA! ÖZÜR DİLEME! GÜLÜMSEME !" KAMPANYASI -YONCA TOKBAŞ
Uzun zamandır kendi kendime insanlara sevgiyle ve güleryüzle yaklaşma konusunda söz verip mümkün olduğunca olaylara bakış açımda önyargılı davranmadan hareket etsemde. Günaydın, iyi akşamlar, nasılsın derken tüm samimiyetimi kullanıp sıcak sıcak sohbet edip iyi niyetle bildiklerimi aktarıp benim öğrendiklerimi başkaları da kullanabilir diyerek yola çıkıp paylaşsamda, daha vs. vs. vs..... sonuçta bana geridönüşünü beklediğim samimiyeti göremesemde,kimilerine yapmacık, kimilerine şimarık, kimilerine göre hafif çatlak kıvamında bir izlenim bıraksada, ben her zaman görgü ve ahlak kurallarını en önemlisi saygıyı elden bırakmadan insanları sevmeye ve paylaşmaya devam edeceğim...Sevgili İlkay'ın yazısını okuduğumda peşinden de yazarımızın yazısı, işte bu! demekki bizden çok varmış dedirtti bana ve ben de bu kampanyaya canıgönülden katılmak istedim...İnanın siz güldüğünüzde 2 kere geri dönen baş 3. de size gülümseyerek bakıyor:))))))
Hürriyet Yazarlarından, Sevgili Yonca TOKBAŞ'ın bugünkü yazısını okudum ve bu müthiş , içimi coşturan, kanatlarımı kaldıran bu kampanyasına acilen destek vermek istedim.
Tüm blogcu, blogger, günlük sahibi olan arkadaşlarımı , dostlarımı da bu kampanyaya davet ediyorum.
Sevgili Yonca, yazısında belirttiği üzere de yazısını kullanmamıza izin veriyor.
İnsanlığımızı hatırlatan bu gündelik , samimi, sıcak, içten eylemleri lütfen yapalım diyorum.
Yonca'cığım , kanatların kırılmayacak...
Biz hala İN-SA-NIZ.
Umarım davetimi kırmazsınız canım arkadaşlarım...
Hepinize sevgi dolu, bahar dolu Merhabalar dileğimle,
HEPİNİZE MERHABA!
Bu arada fotoğrafı da Sevgili YONCA'ya ithaf ediyorum.umarım beğenir ve beğenirsiniz.::)))
İŞTE SEVGİLİ YONCA'NIN YAZISI:
Özür dilerimBen bir hata yaptım.
Hani ağzımdan kaçtı derler ya…
Farkında bile değildim üstelik.
Bana; insanı öfkeyle dolduruşa getiren bir yazı yazdığımı düşündüğü için eleştirisini yollayarak güzelce kulağımı çeken bir okurum; “Lütfen yazılarınızda “balgam” gibi bir kelime kullanmayın” dediğinde farkına vardım.
Ben de öfkeme yeniliyorum.
Yanlış bu işte.
Bunu fark ettiğimde başka bir şeyi daha fark ettim.
Bizim için, sevinç ve takdir dile getirmek zor.
Sövmek ve yermek çok kolay.
Yüreklendirme yok.
Özür dilemeyi bilmiyoruz.
“Merhaba dersen borçlu çıkarsın!” şeklinde yaşıyoruz.
Maç galibiyetleri dışında sevinçten sokaklara döküldüğümüz var mı? Onda da silahlar patlıyor zaten...
Peki ya hiç olumlu eylem yapmışlığımız?
Yani demek istediğim, bugüne kadar beğenmediğimiz bir şey olduğunda ya hep bağıra çağıra tepiştik ya da ışık söndürerek, siyah kurdele takarak kızgınlığımızı dile getirdik.
Aydınlık Türkiye için kendimizi karanlığa mahkum ettik. Ha diyeceksiniz tasarruf ettik... O ayrı da...
Ben başka bir şeyden bahsediyorum.
Neden “Merhaba Deme Eylemi” yapmıyoruz?
Kimseden korkmadan, inadına, herkese gülümseyerek “Merhaba!” desek mesela...
Bunu bir eylemle başlatıp kendimize iyi bir alışkanlık edindirsek ya.
Ya da ne bileyim...
Öfkeye inat “Gülümseme Eylemi!” yapsak.
Siyah kurdeleler yerine, GÖKKUŞAĞI renklerinde kurdeleler taksak arabalarımızın antenlerine.
Radyolarımız insanlara “Günaydın!” deme çağrısında bulunsa...
Nezaket adına “Bayanlara Kapı Açma Eylemi” başlatsak mesela.
Küfür edenin ağzına pul biber sürmek yerine, “Al sana şeker! Ye de ağzın tatlansın eylemi” yapsak...
İyi bir başlangıç olmaz mı?
Radyolardan, büyük yazarlardan, blogculardan bu konuda destek istesem, alabilir miyim?
Bu önerimi elden ele dolaştırsak, destek çıkar mı birileri sizce?
Yoksa ben hayal aleminde uçmaya başladım da,
Kanatlarım kırılıp düşecek miyim yere?
Yonca
“umutekeriyilikbiçer
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Canım Aslı'cığım çok ama çok teşekkür ederim ....katılmana çok sevindim mutlu oldum....
beni gülümsettin...zıplattın....
İyi ki varsın canım arkadaşım...
Sevgiyle,sağlıkla kal...
Yorum Gönder