10 Ocak 2011 Pazartesi


Şu an içimde yüksek dozda enerji var. Enerjimin sebebi sabahtan akşama kadar bir koltukta oturuyor olmam sanırım. Hareketsizlikten bayılıyorum, daralıyorum, üzerimde biriken yağ parçacıklarının tabaka haline dönüşmesi beni deli ediyor. Tez zamanda bu yağları parçalamam ve hantallıktan kurtulmam lazım. Peki ama nasılll.? Aha da gidesim geldi şimdi buradan kalkıp bir sahil kasabasına gidip orada bağ bahçe mi yapsam? Hiç anlamam bu işlerden fakat son zamanlarda ciddi boyutta bu şehirden sıkıldığımı fark ettim. Yaa ben İstanbul diye çırpınan ben ve en sevdiğim İstanbul iken ben bu şehiri nedense terk etmek ister oldum.:) Evet gidiyim ben biryerlere gidiyim yol olsun, uzun olsun, sağı solu ağaçlık kıvrak yollar olsun artık düzden sıkıldım biraz hareket olsun. Gittiğim yolda heyecan, hareket, risk, doğallık, rahatlık, umursamazlık, sorumsuzluk, zıtlık, doğruluk, güzellik, ÖZGÜRLÜK hepsi olsun. Galiba ben yalnız kalmak istiyorum gibi. Ye iç yat, yürü sessiz kal, şööyle denizin hışırtısı olan bir balkonda off ya bak şimdi de o geldi aklıma ama olmaz ki böyle ne maymun iştahlıyım ben dimi ama olsaydı şu an balkonda keyifli bi sessizlik ve yıldızlar ve sabaha kadar ertesi günün telaşına uyanmayacağım bir huzur..........Yazıyorum bunları ya gerçekten gün boyu içimden geçenlerin bir kısmı böyle akşama kadar yoğun bir şekilde dikkatimi işime vererek çalışmam gerekirken ben uçup gidiyorum bu düşüncelerin arasına bazen karşımdakini dinlerken bile bir anda başka bir boyuta geçip dağılıp tekrar dünyaya dönüyorum (toparlamak her ne kadar komik olsada içimden gülerek başımı sallamam tam bir komediyim yani) bazen de önümdeki yazıları tarihleri karıştırıp karıştırıp üzerlerini kapatıp tekrar yazıyorum. Ben ve benim dünyam böyle geçinip gidiyoruz bakalım nereye kadar

Hiç yorum yok: