19 Şubat 2008 Salı

Aşık Eden Tarifler Etkinliği ve Ispanaklı Kıymalı Börekkkkkkkk

Öncelikle Can Dündar'ın aşk'a dair yazmış olduğu güzel bir yazıyla başlamak istedim etkinlik tarifimin yazısına.Öyle güzel dile getirmiş ki aşk'ın her halini yansıtmış bu güzel yazısıyla. Konumuz aşk olunca sizlerle paylaşmak istedim.Bu ayın etkinliklerinden biri de Aşık Eden Tarifler ve ben bu etkinliğin çok eğlenceli, çok renkli olacağını düşünüyorum. Sevgili kuşun mutfağı'na blogumdan başarılar ve kolay gelsin diyorum.


Eğer ;

O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...

sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,



ve O, her durduğunuz yerde duruyor,
her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp,



hüzünlendikçe ağlıyorsa...



dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu


bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...


hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü,


O'nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...


her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O...


her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...


bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez


özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,


iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...


iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...


eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın


O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...


kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...


özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...


hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...


O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme,


vuslat sehere denkse...


gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;


bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...


uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...


dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı,


bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...


Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,


sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...


...o halde bugün sizin gününüz!..


"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.



Can Dündar

Evveeettttttttt bu da İstanbul'a yağan kar ve üzerinde aşk uğruna yapılmış sucuk mangal keyfiiiiii

Dün yağan karı kaçırmamak için öğlen saatlerinde bayaa bir kartopu oynadık ve akşama da eşlerimizi de ayartıp sucuk mangal yaptık. Çok keyifli bir kar ziyafeti oldu doğrusu.




Ispanaklı Kıymalı Börek


İç Malzemeler


1 kilo ıspanak

500 gram kıyma

2 adet soğan

karabiber

pulbiber

tuz

sıvı yağ

Dış Malzemeler

6 yufka

1 adet yumurta

1 kase yoğurt

yarım çay bardağı sıvı yağ

Hazırlanışı

Ispanaklar temizlenip iyice yıkanır ve doğranıp haşlanır.Ispanak kevgirde süzülürken soğanlar doğranıp sıvı yağda pembeleşene kadar kavrulur kıyma ilave edilerek iyice kavrulur.Tuz, pulbiber, karabiber eklenir ve kavrulma işi ıspanak ilave edilerek devam eder ve biter.Daha sonra 1 yufkanın yarısı masaya serilip ıspanak harcından bir miktar alınarak yufkanın tamamına serpilir ve düz olan taraftan rulo şeklinde yuvarlanır.Yağlanmış tepsinin ortasına kıvrılarak yuvarlak bir şekilde yerleştirilir. (Çarşaf böreğinin yapılşı gibi.) Diğer yufkalar da aynı şekilde yapılıp tepsideki yuvarlağın bittiği yerden devam ederek tepsi dolana kadar yuvarlak yapılır.Bir kaseye koyduğumuz yoğurta 1 yumurta ve 1 çay bardağı sıvıyağ konularak çırpılır.Bu karışım hazırladığımız tepsideki yufkanın üzerine bolca sürülür.Önceden ısıtlmış fırında 170 derecede pişirilir.Afiyet olsun..............

14 Şubat 2008 Perşembe

Ye# 31 Bayat Ekmekler Etkinliği-Bayat Ekmek Pizzası


Şimdi aynı yöndeyiz.....
#31 etkinlik

Bu ayın etkinlik listesinde sıra sevgili Hale 'deymiş. Böyle faydalı bir etkinlik düşündüğü için ona teşekkür ediyorum. Faydalı diyorum çünkü her zaman bayat, kalmış ekmekleri değerlendirmek hep bilindik şekilde oluyor.Fakat bu şekilde hem değişik hem de pratik tariflerle kalan ekmeklerimizi değerlendirebileceğiz.Şimdiden Hale'ye kolay gelsin diyorum.

Bu etkinlik için elimde olan ve daha önceden yayınlamış olduğum Bayat Ekmek Pizza' sı tarifimi uygun gördüm.Tarifime bakmak isteyenler TIKLAYINIZ canımmmmmm........

9 Şubat 2008 Cumartesi

Sobelendiiiiimmmmm

Yapmayı ertelediğimiz küçük ve ufak şeyler sobesi
Sobeeeeeee sonunda bende sobelendim ne çok sevindim sobelendim diye hehehhee ...... Çocukluğuma döndüm sanki özlemişim oyun oynamayı hoş ne kadar büyüsekte içimizde biryerlerde şimarık bir çocuk var değilmi?.... Aslında sobeleneli 10 gün falan olmuştur, malum tatil olduğu için ev halkı hepsi birden evde ve bunun üzerine büyükler de tatil için ziyarete gelince ben sadece arada kaçamak yaparak yorumları okuyabildim. Anlayacağınız çok yoğun bir tatil geçirdim bu arada yaptıklarımı bazen fotoğraflayabildim bazen unuttum. Artık ne varsa elde idare ediceeezz canlarım. Gelelim beni sobeleyen ebeye. Kahve ve kitap keyfi etkinliğinden tanıştığım sevgili Eda sobelemiş beni ne de iyi etmiş. Diğer bloglarda sobelenenleri okuyup yaaaaa beni niye kimse sobelemiyo diyordum. Herhalde arkadaşım benim kimse tarafından sobelenmemiş olduğumu ve üzüldüğümü hissetmiş olmalı ki yakalamış sobeeee yapmış. Buradan ona beni seçtiği için teşekkür ediyorum ve sobe konusunun kendi açımdan açılımına başlıyorum....


Hayatımız boyunca yapmak isteyip te bir türlü harekete geçip yapamadığımız küçük ertelediklerimizmiş sobe konumuz.

Bence insanın yaşamı süresince ertelediği herşey, ileriki yıllarda keşke olarak karşısına çıkıyor. Keşke, keşke dememek için çok uç noktalardaki hayallerimizi yapamayacak olsak bile ufak tefek olanları ertelemesek. Hiç olmazsa şu kısacık yaşamımızda ufak tefek te olsa hayallerimizi kendi çapımızda imkanlar yaratarak gerçekleştirsek te küçük mutluluklar yaşasak ve keşke kelimesini iyiki ye dönüştürsek.....

Benim ertelediğim çok şey var, saymakla bitmez. Ya çok şeye sahip olduğumu düşünerek hiçbirşey yapmak istemedim yada yapabileceklerimin farkında değildim. Farkında olduğumda da bazı yapılması gerekenlerin zamanının geçtiğini ve olsa bile bir işe yaramayacağını anladım. Anlayacağınız iş işten geçti gibi bir durum. Ama ben zaman ilerlese de gerideymiş gibi hareket ederek, o günün şartları ve keyfi olmasa da sırf kendi istediğim için ertelediğim çoğu şeyi yapmaya çalışıyorum. Hiç te kötü bir şey değil eğer ben mutlu olacaksam ve bu durumdan memnunsam gerisi boş..............

* Zamanında okul hayatımı yaşamış olmak isterdim. Bugünkü gibi anlayabilseydim çok ders çalışıp muhakkak hukuk okurdum.Ertelenmişlikle ne alakası var okul hayatı orada kalmış bitmiş diye düşünen varsa, yok ben bilmeden ertelemişim çünkü liseyi dışardan bitirip öss yi kazandım ve muhasebe okuyorum.

* Çooook eskiden araba kullanabilmeme rağmen hala ehliyet alamadım ve her ne olursa olsun o ehliyeti alacağım ve bir gün boyunca hiç arabadan inmeden serseri mayın gibi dolaşacağımmmmmmmm.......

* Kanun sesine hayranım. Müzik aletlerinden hiçbir ses beni bu kadar etkilememiştir. Tek başına orkestra gibi her dokunuş ayrı bir keyf veriyor kulaklara ve yaşım ne olursa olsun onu da çalacağım...............

* İngilizceden çat pat anlar gibiyim çalışırsam onu da yapabileceğimi düşünüyorum.Fakat asıl öğrenmek istediğim dil Fransızca... Öğrenmek için değil konuşmak için istiyorum. Biraz kaba gibi görünse de bana çok asil geliyor ve ertelenmişlerin arasında yer alıyor.........

* Spor yapmayı malum her kadın gibi ben de erteleyenlerdenim. Hani baharda az çok hareket yapsam da sağlık adına sürekli yaptığım bir spor olsun isterdim. Ama içimden gelmiyor belki de yapmam. Tembelim anam...O listede sallantıda duruyo. Yalnız pazartesi günü kızı okula bıraktıktan sonra hergün için yürüyüşe başlamaya karar verdim............
* Sadece kız arkadaşlardan oluşan bir tatil yapmayı düşünüyorum. Bu zamana kadar olması gereken birşeydi fakat çocuklar küçük olduğu için o da ertelenmişler arasında yer alıyor. Şööölee bir bütün kızlar toplandık durumuyla ve hayatın üzerimde bıraktığı yorgunluğu atabileceğim keyifli bir tatil........

* Eskiden boş zamanlarımda hemen elime kağıt kalem alır ve resim yapardım. Resim yaparken kafamın ne kadar boşaldığını ve mutlu olduğumu bildiğim halde şimdi fırsat bulup yapamıyorum. Arada birşeyler karalayıp ne kadar gerilediğimi farkettiğimde üzülüyorum. ..............

Şu anda aklıma gelenler bunlar. Daha çoook istekler ve ertelenenler var ama bunlar en olası ve ufak olanlar. İnsan ister ki hepsi bir anda olsun ve bitsin fakat hepsi bir anda olursa yaşamak için bir amaç ve umut olmaz, umut olmazsa da insanın yaşama sevinci olmaz............

Eveeettttt ben de bloglarını takip etmekten büyük keyf aldığım iki arkadaşımı sobeliyoruumm veee Özlem ile Kevser'i sobeeeee liyorum. Hadi bakalım kızlar siz neleri ertelediniz anlatın.